Sağındaki ve solundaki patika yollardan birçok grubun aynı yöne doğru ilerlemekteydi. Sonunda tek bir yolda birleşen gruplar Tampe Vadisi'nde toplandıklarında, sadece Delf Mabedi'nin rahiplerinin değil tanımadığı birçok grubun burada yer aldıklarını gören mürit bunların kimler olduklarını sormuştu. Belli ki buraya başka inisiyatik gruplar da gelmişti...
- "Burada gördüğün herkes bu akşam Diyonizos Sırlan'na inisiye olmaya gelmiş bulunuyor. Burada kimse kimsenin adını bilmez. Aksine herkes kendi adını unutur. Çünkü özel yol mensupları kendilerine tahsis edilmiş olan alana girmeden önce, kirli çamaşırlarını atıp yıkandıkları ve ardından da temiz keten elbise giydikleri anda asıl adlannı atıp yerine bir yenisini edinmektedirler. Bu insanlar yedi gün yedi gece boyunca değişime uğrayıp yeni bir yaşama geçmek için buraya gelmiş bulunuyorlar."
Demek ki, burada tam yedi gece kalacaktı... Bu kendisine daha önce söylenmemişti. O bir gecelik bir ayine katılıp geri döneceklerini zannediyordu!... Artık büyük bir değişimin eşiğinde olduğunu çok iyi anlamıştı. Bunun şimdiye kadar katıldığı ayinlere hiç benzemediği ortadaydı. Bunu farkettiği an, içinin ürpermesine engel olamamıştı. Acaba kendisini burada neler bekliyordu?!... Tam bu düşünceler peşpeşe zihninden akıp gitmekteydi ki, havanın yavaş yavaş ağırmaya başladığını farketti.
Artık büyük korteje katılan küçük gruplar çok daha iyi görülebiliyordu. Farklı noktalardan gelen gruplar bir alanda toplanmıştı. Kısa bir mola verildikten sonra biraz ileride elinde asasıyla beyaz keten kıyafetli Orfe'nin orada olduğunu gördü. Mürşidini görmek müridi hayli rahatlatmaya yetmişti. Tüm grupların gelmesinden sonra kortej Orfe'nin önderliğinde yeniden yürüyüşe geçti.
O ana kadar kendisiyle birlikte yürüyen rahiple birlikte Delf mabedinin diğer rahiplerine katılmışlardı. Havanın da iyice aydmlanmasıyla, içindeki gizemli düşünceler dağılıp gitmişti. Oluşan kortejde sadece Yunanistan'daki inisiyatik gruplar değil, başka ülkelerden de gelen grupların bulunduğu anlaşılıyordu. Çünkü bazı grupların farklı lisanlarda konuştuklarını duyabiliyordu.
Tampe Vadisi'ne ulaşıldığında vadide bulunan bir tepenin üzerine inşa edilmiş "Gizli Diyonizos Mabedi" tüm heybetiyle nihayet karşılarında belirmişti. Ağır adımlarla tepeyi tırmanan kortej sonunda mabede varabilmişti... Başlarındaki kukuletaları yüzlerinin büyük bir bölümünü gizleyen ve yeşil cüppeler giymiş bulunan oniki rahip, kendilerini avluda karşılamıştı. Bir platformun üzerinde bulunan oniki rahibin önünüde Örfe yerini alarak, mabede gelen korteje seslenmeye başladığında Orfe'nin tüm vücudunu bir ışık halesinin kapladığını herkes gözleriyle görebiliyordu.
Mabette yaşanılanları tam olarak bilmiyoruz. Çünkü burada yaşananlar gerçekten de büyük bir sır olarak saklanmıştır. Ancak mabede gelindiğinde Orfe'nin korteje yaptığı şu konuşma mabette olanları adeta özetler niteliktedir.
- Yeryüzü ıstıraplannın ardından tekrar doğmak üzere buraya gelmiş bulunan sizlere selâm olsun... Karanlıktan çıkmış olan ey özel yol mensupları, gelin mabedin nurundan kana kana için. Şu anda başlarınızın üzerine yansıtmaya başladığım ışık, Diyonizos'un arı ışığıdır. İnisiyelerin yüce güneşidir. Bu güneş ruhlarınızın derinliklerinde ışıldamaya başlayacak. Çünkü bu yolda sarfettiğiniz çabalarınızla bu yıkanmayı hakkettiniz. Bu size sunulan bir ayrıcalık ve rahmettir, Uzun bir karanlık yaşamlar dizisinden sonra bir gün bu ıstıraplı tekrardoğuşlar çemberinden kurtulacak ve hep birlikte Diyonizos'un ışığında tek bir beden ve tek bir ruh olacaksınız.
Dünya'da bize rehberlik eden İlâhi Kıvılcım içimizde bulunmaktadır. O mabette meşale, gökte yıldız haline gelir. Göklerin enginlikleri burada size ayan beyan olacaktır.
Muhatap olmaya başladığınız Diyonizos'un ışığı astralinizdeki tüm tortuları temizleyecek ve böylelikle herbirinizin gönül gözü açılacaktır. Bu gerçekten de size sunulan büyük bir ayrıcalıktır.
Buraya arınmak için gelen ey özel yol mensupları... Arınmakla neyi elde etmiş olacağız? Evet.., Bu sorunun cevabını artık hepinizin bilmesini istiyorum.
Ruhlar ışıklı aleme döndüklerinde astral bedenlerinin üzerinde geçmiş yaşamlarının tüm hatalarını lekeler halinde taşımaktadırlar. Onları silip atmak yani kefaretlerini ödemek için dünyaya tekrar doğmak zorunda kalmaktadırlar. Ancak annmışlar Diyonizos'un güneşine gitmektedirler. İşte arınmakla elde edilecek olan budur.
Diyonizos'un ışığını üzerinize saçtığı şu an size diyorum ki, seviniz, çünkü her şey sevmektedir. Yeraltındaki Tanrılar da göklerdeki Tanrılar da... Seviniz. Ama karanlığı değil, ışığı seviniz. Şimdi Diyonizos'u daha da güçlü bir şekilde ışığını sizlere ulaştırması için davet ediyorum. Kendinizi ona teslim ediniz. Ve Evohe'yi terennüm ediniz...
Bunun üzerine mabedin avlusunun dört bir yanında hazır bulunanlar hep bir ağızdan "Evohe!" diye haykırmaya başlamışlardı.
- "Evohe!", "Evohe!", "Evohe!"
Yüzlerce kişi tarafından aynı anda haykırılan bu çığlık vadiye dalga dalga yayılmış ve kayalıklarda yankılanmaya başlamıştı. Ve vadinin çevresinde koyunlarını otlatmakta olan çobanlar da bu çığlığa, -ne anlama geldiğini bilmeseler de- içleri ürpererek cevap vermişlerdi:
- "Evohe!"
Şifrelendirilen "Gizli Kod"
Örfe ve taraftarlarının etkisi tüm Yunanistan'a dalga dalga yayılırken, belli bir süre sonra "Evohe" sözcüğü Orfeik İnisiyasyon'un gizli parolası haline geldi.
Kutsal ayinlerde ve bayramlarda Evohe sözcüğü, yüzlerce katılan tarafından bir slogan gibi hepbir ağızdan haykırılmaya başlanmıştı...
- "Evohe..., Evohe..., Evohe..."
Bu haykırışlar, adeta yeri göğü inletiyordu. Neyi ifade ettiği sadece Orfe'nin gizli inisiyasyonundan geçenlerce bilinen bu şifreli sözcük, halk tarafından Orfe'nin Öğretisi'nin bir sembolü olarak benimsenmişti. Ne anlama geldiğini tam olarak bilmese de, bu sözcüğü tekrarlamak halk için Orfe'ye bir bağlılık ifadesi olarak görülmekteydi.
Bu aslında Mısır'a ait kodlanmış şifreli hecelerden oluşan bir sözcüktü.
Bu sözcüğü oluşturan hecelerin Mısır'daki orjinal telaffuzu "He vau he" şeklindeydi. Ayrıca Mısır'da bu sözcüğün başına bir de "lod" hecesi eklenmişti. Yani tam sözcük şu şekildeydi:
"lod + He Vau He"
Bu şifreli söz Mısır'ın, Orta Doğu'nun, Fenike'nin, Anadolu'nun ve Yunan'ın tüm inisiyelerine ait kutsal bir haykırış şekliydi, "lod He Vau He" şeklinde telaffuz edilen dört kutsal harf, Tanrı'nın varoluşu ezelden beri içten ve dıştan sarıp sarmalamış olduğunu temsil etmekteydi. Bu harfler varoluşun bütününü, yani evrenin tümünü kucaklamaktaydı.
Mısır'da "lod" Osiris'e karşılık kullanılmış bir kotlamaydı. Her yerde ve her şeyde bulunan Ezeli-Ebedi Eril enerjiyi sembolize etmekteydi.
"He Vau He " ise görünen ve görünmeyen formuyla. Ezeli- Ebedi Dişil enerjiyi ifade etmekteydi. Bu da İsis'e karşılık gelmekteydi.
Mısır'da '"lod + He Vau He" şeklinde telaffuz edilen bu şifreli kodlanmış sözcük, Orfe'nin Öğretisi'nde "Evohe" halini almıştı.
Kaydol:
Kayıt Yorumları
(
Atom
)
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder