Orfe'nin ölümünden sonra, kendilerini gizlemeyi başarmış olan eski dejenere edilmiş Baküs Dini yanlıları ortaya çıktılar. Ve büyük bir kampanya başlattılar. Amaçlan Orfe'nin Ezoterik Öğretisi'nin izlerini halkın inanaçlarından silip atmaktı.
Bu uzun yıllar süren son derece kapsamlı ve örgütlü bir faaliyetti. Orfe karşıtlarının bu sistemli çalışmaları sonunda öyle bir başarıya ulaştı ki, Orfe ismi bile masalımsı bir varlığın ismi haline getirildi. Günümüz Klasik Yunan Kültürü araştırmacıları bile, Orfe'nin gerçekte yaşayıp yaşamadığı konusunda emin olamamaktadırlar.
Orfe'den sonra Delf Mabedi kendi sınırları içinde varlığını son derece kısıtlı bir ortamda sürdürdü. Orfe'nin rahipleri tamamen kendi içine kapanmış ve kısıtlı sayıda kişiye eğitim vermeye başlamışlardı.
İşte bu mabette eğitilenlerden biri de, Orfe'den ikiyüzyıl sonra doğan Fisagor'du...
Fisagor'un doğumuyla ilgili bir kehanet
Fisagor, Anadolu topraklarının hemen yanı başında bulunan Sisam Adası'nda yaşayan zengin bir yüzük satıcısı ile Partenis isimli bir kadının oğluydu. Bir seyahatleri sırasında genç çift Delf Mabedi'ni ziyaret ettiklerinde, mabedin Piti'si yanlarına gelerek şunları söylemişti:
- ''Tüm zamanlarda, tüm insanlara hayrı dokunacak olan bir oğlunuz olacak..."
Delf mabedinde Apollon adına kehanette bulunan kahinenin bu sözleri genç çifti çok etkilemişti. Eğer birgün kabinenin söylediği gibi bir oğulları olursa onu Apollon'un nuruna adamaya söz verdiler.
Fisagor, M.Ö. 570'de Dünya'ya geldi... İlk derslerini Tales ve Anaksimandres'ten aldı. Daha sonra Delf Mabedi'nde eğtitilmiş ve Ezoterik Öğretiler dünyasına asıl önemli adımını burada atmıştı. Buradaki eğitimini tamamladıktan sonra, bir zamanlar Örfe taralından Delf'te yaşatılan bu öğretinin ana kaynağını öğrenmeye karar vererek Mısır'a gitmiştir.
Mısır'da Örfe gibi önce Isis İnisiyasyonu'ndan geçti. Daha sonra Orfe'den farklı olarak Osiris İnisiyasyonu'na dahil oldu. 23 yıl boyunca Teb ve Menfis kentlerindeki Mısır mabetlerinde kaldı.
Msagor Mısır'a gidip de ilk kez Mısır mabedinin kapısını çaldığında rahipler onu hiç de istekli karşılamamışlardı. Çünkü Yunan'dan gelenleri biraz hafif ve sebatkârsız bir tutum içinde getirmekteydiler Yunan'dan gelip de inisiyasyonu başarıyla bitirenlerin .sayısı oldukça azdı. Bu nedenle Yunan'dan gelen adayları mabede kabul etmeden önce, diğerlerine oranla daha katı sınavlardan geçirmekteydiler. Fisagor'a da öyle yaptılar.
Fisagor'u caydırmak için ne gerekiyorsa her yolu denediler... Adeta kılı kırk yardılar... Fakat önlerine gelen bu inisiye adayının pes etmeye hiç de niyeti yoktu... Önüne konan her türlü güçlüğe ve her türlü sınava sarsılmaz bir sabır ve cesareetle katlanabilmişti.
Sonu ölümle dahi noktalanabilecek sınavlardan birinden başarıyla çıkan Fisagor'a bir rahip "hiç korkmadın mı" diye sorduğunda, aldığı cevap rahibi de derinden etkilemişti.
- "Asıl hayatn Öte Alem'deki hayat olduğunu bilenler için bu dünyada ölmenin ne anlamı olabilir ki!..."
Sonunda mabede girmeyi başaran Fisagor, kısa sürede Mısırlı rahiplerin güvenini tam anlamıyla kazanmayı başardı. İsis İnisiyasyonu'ndan sonra kendisini Osiris İnisiyasyonu'na da kabul eden rahipler 23 yıl boyunca kendilerine ait tüm sırları Fisagor'la paylaştılar. Daha sonra Sayılar Bilimi adı altında kendi okulunda aktaracağı sırların kaynağını yani "Evrensel Prensipler Bilimin" i hep bu rahiplerden öğrenmişti.
Yıllarca süren eğitimi sırasında kendisine majik çalışmalarla ilgili de son derece kapsamlı bilgiler de aktarılmıştı. Burada tüm inceliğini öğrendiği majik çalışmalarla ilgili olarak Fisagor Mısırlı rahiplerin kendisine söylediği bir sözü daha sonra şu şekilde aktarmıştır;
Sayılar bilimi ve iradeyi konsantre ederek arzu edilen istikamette kullanma sanatı, majinin iki temel anahtarıdır. Fisagor, Mısır İnisiyasyonu'nun son aşamasına kadar gelebilmeyi başaran ender inisiyelerden biri olmuştu. Eğitimi tamamlanmış ve artık o da mabedin Osiris rahiplerinden biri haline gelmişti. Kendisine, gelmiş olduğu ülkesine dönerek kendi okulunu kurma izni de verilmişti ama bu bir süreliğine gerçekleşemeyecekti. Çünkü tam bu sırada Mısır işgal ordularının zulmüyle tanıştı. Bu Mısır'ın talan edilmeye başladığı ilk işgaldi.
Mısır'dan Babil'e zorunlu seyahat
Babilliler Mısır'ı işgal etmekle kalmamışlar bu işgali tam bir katliama dönüştürmüşlerdi. Teb ve Menfis'teki mabetler de bu talandan nasibini almışlar ve çok sayıdaki rahip Babillilerce tutsak alınmıştı.
Tutsak alman çok sayıdaki rahip Babile esir olarak götürüldüğünde, bunlar arasında Fisagor da vardı. O dönemlerde Babil, karanlığm ve dejenerasyonun hüküm sürdüğü bir merkez konumundaydı. Nitekim Mısır'ın işgal edilişinin bir katliama dönüşmesi de bunun bir kanıtıydı.
Fisagor diğer mısırlı rahiplerle birlikte tam 12 yıl Babil'de gözaltında tutulmuştu. Ve bu süre içinde Babil'den çıkışına izin verilmemişti. Gözaltında geçen yıllar ,Fisagor'a dünya üzerindeki inisiyatik geleneklerin büyük bir bölümünü ve dinler tarihini araştırma imkânı da sunmuştu.
Kaydol:
Kayıt Yorumları
(
Atom
)
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder