Gize Piramitleri'nin (Keops, Kefren, Mikerinos) binlerce yıllık bir de bekçisi vardır... Bu bekçiliği yapan aslan bedenli insan başlı Sfenks'tir. Tarih boyunca birçok kez kumlar altında kalan Sfenks, en az piramitler kadar sırrını muhafaza eden Mısır'ın bir diğer bilmecesidir. Sfenks sadece Gize'nin kumları üzerinde yükselen dev piramitlerin değil, bunların yanı sıra kumların altında uzanan yeraltı galerileri ve tüneller sistemlerinin de bekçiliğini yapmış ve yapmaya bugün de devam etmektedir. Bir zamanlar iki ayağının altındaki bir noktadan bu yeraltı galerilerine geçilebiiiyordu. Bugün için bu giriş kapalı bulunmaktadır.
Tufan Oncesi'nin Şahidi
Sfenks ilk kez Batı Dünypası tarafından farkedildiğinde büyük bir bölümü çölün kumlarıyla kaplanmış durumdaydı. Napolyon ve askerleri Sfenks'i ilk kez 18. YY'in başında gördüklerinde, anıtın sadece başı ve omuzları çöl kumlarının üstündeydi. Uzun yıllar boyunca Sfenks bu şekilde kaldı. 1816 - 1818 yılları arasında yapılan titiz kazı çalışmalarıyla bedeninin büyük bir bölümü kum altından çıkartıldı. Ancak pençeleri ile pençelerinin önündeki mabetlerin kum altından çıkartılması farklı zamanlarda gerçekleştirilen sistematik çalışmalarla gerçekleştirildi.
Böylelikle 7.3 metre uzunluğunda ve 19.8 metre yüksekliğindeki boyutlarıyla Sfenks yeniden çöl kumlarının üzerinde yükelebildi. Ve o gün bugündür, tüm dünyanın ilgisini üzerinde toplamayı başardı.
Sfenks kendi sakladığı sırlar kadar, başka bilinmezliklere de ışık tutmaktadır. Bunlardan biri de dünya tarihini değiştirecek kanıtlara sahip olmasıdır. Bu kanıtlardan biri, aşınmasının nedenlerinde gizlidir. Günümüzde yapılan birçok araştırma Sfenks'teki aşınmanın rüzgar ya da kumdan çok, su nedeniyle olduğunu göstermektedir. Buna ilk dikkatleri çeken araştırmacılardan biri Schvvaller de Lubicz olmuştur. Bir diğer ünlü araştırmacı J.A. West "Serpent in the Sky" isimli kitabında şu görüşlere yer vermiştir:
Prensip olarak Sfenk'in su erozyonuna maruz kaldığına itiraz etmek mümkün değildir. Eski Mısırın köklü iklim değişikliklerine ve dönemsel su ile ilgili felâketlere maruz kaldığı ispatlanmıştır. Bugünkü kronolojik hesaplamalara göre Mısır'da meydana gelen en son su baskım MÖ. l0.000lerde gerçekleşmiştir.
Bu son derece önemli bir tespittir. Peki bu bize neyi gösterir? J.A. West, bunu tek bir cümleyle şöyle özetlemiştir:
Sonuçla şunu düşünebiliriz Eğer su tarafından tahrip edilmişse, bu erozyona sebebiyet veren Tufan ya da Tufanlar öncesinde Sfenks'in yapılmış olması gerekir.
Evet, J.A. West'in de söylediği gibi Sfenks'in su nedeniyle zarar görmüş olması öncelikle bu yapının Tufan öncesinde yapılmış olduğunu göstennektedir. Çünkü ortaya çıkan tarih, Tufan'ın meydana geldiği tarihe denk gelmektedir. Bu aynı zamanda, Atlantis'in de tarih sahnesinden silindiği tarihtir.
Böylelikle ortaya çıkan bu tarihsel veri, Mısır Tarihin'nin de yeni baştan ele alınması gerektiğini bir kez daha göstermektedir. Hatta sadece Mısır Tarihi'ni değil, tüm Dünya Tarihi'ni de...
Bu tarihsel sürece ve Klasik Tarihçiler'in Mısır Uygarlığı'na biçtikleri tarihi geçmişle ilgili çelişkilere tekrar geri döneceğiz; şimdi bu konuyu burada bırakarak, Sfenks'in kendisinde barındırdığı diğer bilinmezliklere kısaca göz atalım...
Şekilsel Sırları
Nasıl ki piramitler şekilsel olarak belirli bir anlam taşımaktaysalar, aslan gövdeli insan başlı görünümünde olan Sfenks de, şekliyle ezoterik anlamları kendisinde barındırır. Önce Aslan Sembolü'nü açalım, sonra da niçin insan başlıdır bunu görelim...
Kaydol:
Kayıt Yorumları
(
Atom
)
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder