google.com, pub-7066923862761279, DIRECT, f08c47fec0942fa0 EFLATUN (PLATON) DÖNEMİ - 2

osiris kültü, tufan, tanrı ra, antik mısır sırları, piramitlerin gizemi, atlantis, mısır kehanetleri...

EFLATUN (PLATON) DÖNEMİ - 2

Hiç yorum yok :
Yaşadığı büyük cezbe ve aşk, gördüğü mükemmelliyeti ifade eder. Görmüş olduğu Diyonizos ise, kendi ilâhi benliğinden başkası değildi. Böylelikle en büyük sırrın kendi için­de saklı olduğunu farketmişti... O andan itibaren büyük bir değişim içine girdiğini, yine efsanede anlatılan çiçeğe dönüş­me motifinden anlamaktayız.

Diyonizos Sırları'nın altında yatan gerçek de işte bu efsa­nede aktarılan gizli bilgiye dayanmaktadır. Orfe'nin ve daha sonra da Fisagor'un peşinde koştuğu ana bilgi işte buydu: Kalplerde gizlenmiş olan Diyonizos'u uyandırmak...

Yunan Mitolojisi'ne Eflatun vasıtasıyla girmiş olan Narsis Efsanesi'nin perde arkasında işte böyle bir ezoterik bilgi vardır. Yunan Mitolojisi'nde kalpte uyuyan Tanrı Diyonizos'un Mısır Mitolojisi'ndeki karşılığı Horus'tur. Yunan'da Diyonizos, Mısır'da ise Horus sembolleri, insanın içindeki ilâhi gücün ve insanın ilâhi bir kökene sahip olduğunun mito­lojik anlatımlarıdır. Yani İnisiyasyonda ortaya çıkartılması he­deflenen insanın içindeki ilâhi gücün mitolojilerdeki yansımalandır.

Bu sırrın İslâm Felsefesi'nde de dile getirilmiş olduğunu yurtdışındaki bazı yazarlar da farketmişlerdir. Örneğin, ünlü ezoterizm araştırmacısı Frithjof Schuon kalpteki Tanrı sembo­lünün İslâm Felsefesi içinde de bulunduğunu şu sözlerle dile getirmiştir:

"Yere, göğe sığmam da, mümin kulumun kalbine sığarım" şeklindeki Hadis-i Kutsi işte bu husus dile getirmektedir.

Kur'an-ı Kerim'de de "Biz size şah damarınızdan da ya­kınız" ayetiyle bu konuya yer verilmiştir.

Eflatun'un Felsefesi

Eflatun kendisinden sonraki birçok felsefi akıma yön ver­diği için Eflatun'un inisiyatik öğretisine ait bilgiler çoğunluk­la "Eflatun Felsefesi" adı altında değerlendirilmiştir. Ancak bu bilgilerin halka açık olan bölümle ilgili bilgiler olduğunu göz önünde tutmak gerekir. Halka açıklanabilecek bilgileri ele aldığı kitaplarının büyük bir bölümü günümüzde çeşitli dillere çevrilerek yayınlanmış durumdadır.

Eflatun ruhun tekrar bedenlenmesi ve ruhsal tekamül ko­nularına "Le Banquet" ve "Fedon" isimli yapıtlarında yer vermiştir.

İnsanın Dünya'ya doğuşu ile ilgili felsefi yorumunu bir benzetmeyle şöyle anlatmıştır: "İnsanın Dünya'ya gelişi, dalganın kıyıya vurması gibidir. Gelir ve geri döner."

Atlantis hakkında ilk kez bir kitap yazan kişi olarak da Eflatun tarihe geçmiştir. Mısır'da öğrendiği ve o dönem için bir sır olarak sakla­nan bu konu hakkında ilk kez bir inisiye bu kadar açık bilgi­ler vermiştir.

Ancak tüm araştırmacıların üzerinde birleştiği gibi Atlan­tis hakkındaki bu anlattıkları, Mısır'da kendisinin öğrenmesi­ne izin verilen kadarıyla kısıtlıdır. Büyük bir ihtimalle Efla­tun'un bazı sırları açıklayabileceği kaygısıyla daha fazla bilgi kendisine verilmemiş olabilir. Eğer bu konuda daha ayrıntılı bilgi kendisine verilmişse de, o dış halkaya açıklanmasında sakınca olmayan kısmını açıklamıştır.

Ancak birçok araştırmacı, Eflatun'un Mısır İnisiyasyonu'nun sonuna kadar gelemediği için bu konuda da birçok sır­rın kendisinden Mısırlı rahiplerce saklanmış olabileceği ihtimali üzerinde birleşmişlerdir. Bizim de kanımızca sadece bu konuyla ilgili değil, daha pekçok sır kendisine açıklanmamış­tır. Edindiği bilgilerin büyük bir bölümünü Fisagorculardan aldığını tahmin etmekteyiz. Zaten Fisagorcular'dan en fazla etkilenen filozofların başında Eflatun'un sayılması da bunun bir göstergesidir.

Tabii şunu da vurgulamak gerekir ki, bir bilginin nereden edinildiğinin hiç bir önemi yoktur. Yeter ki, o bilgiye ulaşıla­bilmiş olsun. İster Mısırlı rahiplerden, ister Fisagorcu­lar'dan...

Eflatun'un dünya üzerinde en çok okunan kitabı "Dev­let" olmuştur. Fisagor'la ilgili bölümümüzde de söylemiş ol­duğumuz gibi, bu konuyla ilgili bilgilerini de Eflatun Fisa­gorcular'dan almış ve bunu kendi tarzında yeniden yorumla­mıştır. Ama bu meselenin özü öncelikle Mısır'a ve sonra da sı­rasıyla Orfe ve Fisagor'a kadar uzanır.

"Devlet" isimli kitabının ana konusu, dünya üzerinde uy­gulanabilecek ideal yönetim biçimiyle ilgilidir Bu yönetim biçiminin temeli, devleti ve vatandaşları yönetecek kişilerin mutlak surette inisiyatik bilgilere sahip olması gerektiği fikri­ne dayanır.

Bunu için de genç kızların ve genç erkeklerin küçük yaş­tan itibaren devlet tarafından iyi bir eğitimden geçirildikten sonra, bunlar arasında başarılı olanların seçilip ezoterik öğre­tiyle donatılması gerektiğini ayrıntılarıyla anlattıktan sonra, bu yetişen kişiler arasından yöneticilerin seçilmesi gerektiğini açıklar.

Eflatun bu konuda ilginç bir fikre daha sahiptir. Bu fikri yönetici sınıfın ülke yönetiminde bir rant elde etmesini önlemeye yöneliktir. Bu yöneticilerin kesinlikle özel toprak­ları, kendisine ait evleri ve altınlarının olmaması gerektiğini. sadece geçinebilecekleri kadar sabit bir maaşın bu kişilere bağlanması gerektiğini söyler. Bu konuda o kadar ince düşün­müştür ki, bu kişilerin kendi çoluk çocuğuna bir ayrıcalık sağlayabilme ihtimaline karşı, üst düzey yöneticilerin müm­künse evli olmayanlar arasından seçilmesinin daha da iyi so­nuçlar getireceğini de ileri sürer.

Adalet ve fırsat eşitliği konusunda hayli titiz davranan Eflatun, bu özelliğini bu konuda da son derece radikal bir şe­kilde ortaya koymuştur.

1 | 2 | 3 | 4

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder