google.com, pub-7066923862761279, DIRECT, f08c47fec0942fa0 MISIR PİRAMİTLERİ - 4

osiris kültü, tufan, tanrı ra, antik mısır sırları, piramitlerin gizemi, atlantis, mısır kehanetleri...

MISIR PİRAMİTLERİ - 4

Hiç yorum yok :
Mısır bilimciler, bizi firavunların her birinin kendi bireyselliklerini ifade etmek için bu yönteme başvurduklarına inandırabilir. Ama başka bir neden daha olabilir. Belki de kullandıkları oranlarda farklı sembolik bağlantılara yönelmek istiyorlardı. 7:11 oranına dayanan en azından bir piramit daha vardır. Giza'nın 160 kilometre güneyinde kalan Meidum'da bulunan bu piramit, Keops'un babası Senefru'ya adanmıştır. 5. Hanedanlık'dan Sahure'ye adanmış olan ve Abusir'de bulunan başka bir piramidin de eğim açısı 51 derece 42 dakika olarak hesaplanmıştır. Bu, Büyük Piramit'in açısının kesiridir ve aynı şekilde 7:11 oranını kullanmaktadır. Diğer birçok Mısır'da olduğu gibi Sahure Piramidi'nin de sorunu, dış yüzeyi çok fazla zarar gördüğü için doğru açının tam olarak hesaplanamamasıdır.

Kefren Piramidi'nin eğim açısı, M.Ö. 2278'den 2184'e kadar hüküm sürmüş olan 6. Hanedanlık'dan II. Pepi'ninkiyle aynıdır. Bu piramit şu anda kalıntı halindedir ama kalıntılardan eğim açısını hesaplamak mümkün olmuştur. Daha sonraki Mısır piramitlerinin yapısı, Giza Platosu'ndakilere göre daha basittir ve zaman içinde çok fazla zarar görmüşlerdir. Birçoğu şu anda moloz halindedir. Ama Kefren'deki eğim açısı (3:4:5 üçgenini temel almaktadır), Rhind Matematik Papirüsü'nde açığa kavuşmuştur. Buna göre, antik Mısırlılar'da bu oran iyi
biliniyordu.

Antik Mısırlılar'ın 3:4:5 üçgenini bilmediklerini savunan Mısır bilimcilerinin hatırına hipotenüs uzunluğu (5) hiç verilmemiştir. Ama piramitleri de içine alan matematiksel sorunlar, yüksekliğin taban uzunluğuyla orantısı olarak açının "seked"i şeklinde açıklanmıştır. 3:4:5 üçgeninde seked, 3:4 orantısıdır. Ama hipotenüsün uzunluğu hiç verilmezken, bunun nedeni Mısırlılar'ın bu uzunlukla hiç ilgilenmemiş olmalarıdır.

Büyük Piramit veya Kefren Piramidi gibi kesin ölçüm becerileri gerektiren muhteşem anıtları tasarlayabilen ve inşa edebilen insanların kullandıkları üçgenlerin hipotenüs uzunluklarıyla ilgilenmediklerine inanabilir miyiz?

Ölçümlerinde tutarlılık arayan her insan, sayı, biçim ve geometri arayışlarında her türlü uzunluk ölçülerini elbette ki hesaplayacaklardır. Bu, çalışma yöntemlerinin temelidir. O halde, üçüncü kenarın uzunluğunu gizliden gizliye bildiklerine dayanarak sadece 3:4 oranım kullanmaya devam edeceğim. Giza piramitlerinde kullanılan taban-yükseklik orantısı, antik Mısırlılar tarafından kesinlikle biliniyordu. Birçok matematik metninde verilen örneklerde bu açıktır. Tabii ki piramitlerde kullanılan oranların keyfi olarak seçilmiş olması da mümkündür. Ancak bu özellikler, Mısırlılar'ın sanatsal ifade biçimlerinin hepsinde ortaya çıkmakta ve sayı sembolizmine verdikleri önemi vurgulamaktadır.

Bu oranların belli dini kavramları ifade eden anlamlar taşımaları yüksek olasılıktır. Diğer bir deyişle, Giza'daki yapıların tamamı kasıtlı bir şekilde ruhsal bir konuyu ifade etmek için yapılmıştı. Bu, piramit tasarımcılarının üç piramidin her birinde neden farklı eğim açılarını seçtiklerini açıklamaktadır.

The Orion Mystery'de Bauval ve Gilbert, Giza piramitlerini Orion takımyıldızına ve özellikle Orion kuşağındaki yıldızlara bağlayan kanıtlar göstermişlerdir. Bu takımyıldız aynı zamanda İsis ve Osiris mitinde de karşımıza çıkmaktadır ve daha önce de söylediğim gibi, bu piramitler üç temel ilah grubunu temsil etmek için yapılmış da olabilir; Osiris, İsis ve Horus'u.

Sayılarla Oyunlar

Sayı sembolizmi, antik insanlar için önemliydi. Bu gelenek zamanla Pisagor'un bilgilerinde de saygın bir yere ulaşmıştır; ki bu matematikçinin bilgilerini antik Mısır'dan aldığı sanılmaktadır. Pisagor, tek sayıların eril, çift sayıların dişil özellik taşıdığını söylemektedir.

Daha önce piramitler ve üç ilah arasındaki bağlantıyı açıklamıştım; Keops Piramidi'nin Osiris'le, Kefren Piramidi'nin İsis'le ve Menkar Piramidi'nin Horus'la. Büyük Keops Piramidi'nin taban-yükseklik orantısı, 7 ve 11 (ikisi de tek sayı) rakamlarını vermektedir. Bu, erkek ilah olan Osiris'e uymaktadır. Kefren Piramidi'nin 4:6 orantısı 2:3 olarak sadeleştirilebilir ve bu da biri çift biri
tek sayı vermektedir ki, hem eril hem de dişil prensipleri ifade etmektedir. Ancak, bu sadeleştirme yapıldıysa, özgün Pisagor 3:4:5 simetrisi bozulacaktır. Kesirler yerine tam sayılar kullanmak, geleneğin temelidir. Bu yüzden Kefren Piramidi'nde oranın 4:6 olarak kalması daha mantıklıdır ve bu da dişil özellikler taşıyan 4:6 sayılarını verecektir; dişi ilah İsis.

Üçüncü piramit olan Menkar, hem eril hem de dişil olarak 11 ve 18 sayıları bulunmaktadır. Ama 18 6+6+6 olarak 666'nın diğer bir ifadesi gibi görülebilir. Menkar Piramidi'nin Osiris üçlemesindeki erkek ilah ve kötücül amcası Seth'e karşı sürekli savaşını sürdüren Horus olduğunu kabul edersek, bu St. John'un Revelation'ındaki canavarı temsil ediyor olabilir mi?

Antik Mısırlılar, firavunlarını tanrı Horus'un enkarnasyonları olarak görürlerdi ve görevi Dünya'daki görevinin karmaşayı gidererek düzen sağlamak olduğuna inanırlardı. Sembolik olarak firavun, insan doğamızın ilkel yönlerini yönetmeye ve eğitmeye çalışan ruh olarak algılanabilir.

Tanrı Seth'in sembolik rengi kırmızıdır ve Menkar Piramidi'ndeki iki tonun -üst kısımlar Tura kireçtaşı iken alt sıraların kırmızı granit kaplıdır- kullanılması Horus ile Seth arasındaki mücadeleyi simgeliyor olabilir; karmaşanın üzerindeki düzen; fiziksel bedenimiz üzerinde kontrol sağlamak için uğraşan ruhsal doğamız.

Antik Mısır, "İki Bölge" olarak bilinirdi; Yukarı ve Aşağı Mısır. Yukarı kısmı beyaz, Aşağı Mısır'ı kırmızı renk temsil ederdi. Bu iki renk arasındaki çelişki, Menkar Piramidi'nde olduğu gibi, "İki Bölge" arasındaki bağlantıyı da simgeliyor olabilir. Bu nokta, George Hart tarafından Pharaohs and Pyramids (Firavunlar ve Piramitler) adlı kitabında şöyle açıklanmıştır: Menkar'ın anıtı büyüklüğü açısından önemli olmasa da, beyaz kireçtaşı ve kırmızı granit yapısıyla çok güzel görünmektedir. Burada yine Mısır kültüründeki ikicilliğe rastlamaktayız. Bu özelliğiyle Menkar Piramidi "İki Bölge"nin Kralını çağrıştırmaktadır.

Diğer yandan Menkar Piramidi'ndeki 11 ve 18 sayısı arasındaki çelişki de, ruhtaki eril ve dişil öğelerin dengelenmesi anlamına gelebilir. Sayı geleneği, bir sayıdaki rakamların tek haneli bir sayı kalana kadar toplanmasıyla bir adım ileri gitmektedir. Bu, l ile 9 sayı arasındaki herhangi bir sayı olabilir. Örneğin; 18 sayısındaki rakamlar toplandığında 9 sayısı elde edilmektedir: l + 8 = 9. Bu sistemde bazı istisnalar vardır. Antik insanlar, tekrar eden rakamlardan oluşan sayılara önem verirlerdi (11, 22, 33, 44 vb.) ve bu sayılar özel anlamlar taşırdı. Bu yüzden, 11 (1 + 1) genel olarak 2 şeklinde toplanmazdı.

Bu kavramın modern bilimde yeri yoktur ve batıl saçmalık olarak kabul edilir. Ancak, antik Mısırlılar ölçüm ve oranlarında bu noktalara büyük önem verirlerdi. Eflatun'a göre, orantılarla uyumlu yaşamak, Mısırlılar'ın binlerce yıl varolabilmesinin öncelikli nedeniydi. Eflatun'un bilgilerinden yola çıkarak, sayıları tek rakama indirgeme yönteminin rahipler tarafından önemle uygulandığını söyleyebiliriz. Bu yüzden, eğer onların zihin yapılarını anlamak ve piramitlerin tasarımlarındaki bazı gizemleri ortaya çıkarmak istiyorsak, bu prensibi anlamak zorundayız.

Bu prensibi üç piramide uygulamak, bize aşağıdaki oranları vermektedir:
Bundan yola çıkarak (özellikle 11 ve 18),- sayı kalıplarının tasarımları açıkça etkilediğini söyleyebiliriz. Piramitlerin yapı sıralamasını da gösteren 9, 10 ve 11 (Keops, Kefren ve Menkar) toplam olarak 30 etmektedir (9 + 10 + 11) ve bu da 3 x 10 şeklinde ifade edilebilir. Sayıları alfabetik karakterlere bağlayan Yahudi sistemi Gematria'da, on sayısı İbranice "h" harfine karşılık gelmektedir.

Musevilik'de, "h" harfi Tanrı'yı simgeler ve kullanıldığı hiçbir kelimede söylenmeyerek ilahiliği ifade ettiğine inanılır (Jehovah -Yehova okunur- gibi). Bu gelenekten ve sayı sembolizminden yola çıkarak, üç piramitin ilahilikle bağlantılı olduğunu açıkça söyleyebiliriz (Farklı sayıların bu geleneksel anlamları, Ekler 2'de görülebilir).

Giza Platosu'ndaki piramitlerde bulunan oranlar, bu anıtların gizli bağlantılarına ışık tutmaktadır. Bunların antik Mısırlılar'ın mitlerinde ve dini inançlarında bulunan ebedi gerçekleri sembolize ettiği de kabul edilebilir. Bu anıtlar üç firavunun ölüm sonrası hayatları için dinlenme yerleri olmaktan ya da bireysel abartılardan, ortaçağ Avrupası'nın muhteşem katedrallerini de inşa ettiren ve genellikle içlerine gömülen Hıristiyan kralların cesetlerini barındırmaktan öte amaçlar ve anlamlar taşıyor olabilirler.

Ortaçağ kralları bu büyük kiliseler için para harcamış ve son dinlenme yerleri olarak kullanmış olabilirler ama bu asıl amaçları olduğu anlamına gelmez. Aynı şekilde, piramitlerin, onları inşa ettirren firavunlara adanmış olmaları da dini amaçlarını saklıyor olabilir.

Elbette ki bunların tümü sadece varsayımdır ve Ortodoks Mısır bilimcilerinin inandıklarının çok dışında kalmaktadır. Ama Bauval ve Gilbert'ın Giza yapılarını Orion takımyıldızına bağlayan çalışmalarında vurgulanan noktaları güçlendirmekte, piramitlerin önemini incelemek konusunda yeni bir bakış açısı sunmaktadır.

Ancak, sayılar bu eski kültürler için önemli bir yer tutmakla birlikte, matematik bilgilerinin birincil temeli de değildi. Eflatun, bütün ebedi gerçeklerin pusula ve düz kenarlarda bulunabileceğini söylüyordu. Diğer bir deyişle, her şeyin temelinde saf geometri yatmaktadır. Saf geometri, sadece pusula ve düz kenar kullanarak ortaya çıkarılan şekiller olarak açıklanabilir; ölçü ya da sayı kullanılmadan. Bilmecenin sıradaki anahtarı, Giza'daki yapıların geometrik temellerinde yatmaktadır. Ama Marlborough Downs'daki şekillerin önemini ve bunların Mısır'daki Büyük Piramit'le olan bağlantılarını anlamak için, önce kutsal geometri kavramını incelememiz gerekmektedir.

1 | 2 | 3 | 4

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder